10 Ocak 2020 Cuma

QURAN, SOME VERSES ABOUT PROPHET JESUS


www.quran.com

SAHIH INTERNATIONAL
“And [beware the Day] when Allah will say, "O Jesus, Son of Mary, did you say to the people, 'Take me and my mother as deities besides Allah ?'" He will say, "Exalted are You! It was not for me to say that to which I have no right. If I had said it, You would have known it. You know what is within myself, and I do not know what is within Yourself. Indeed, it is You who is Knower of the unseen.” (Quran, Al-Ma’idah, 116)

SAHIH INTERNATIONAL
“I said not to them except what You commanded me - to worship Allah, my Lord and your Lord. And I was a witness over them as long as I was among them; but when You took me up, You were the Observer over them, and You are, over all things, Witness.” (Quran, Al-Ma’idah, 117)

SAHIH INTERNATIONAL
[Mention] when Allah said, "O Jesus, indeed I will take you and raise you to Myself and purify you from those who disbelieve and make those who follow you [in submission to Allah alone] superior to those who disbelieve until the Day of Resurrection. Then to Me is your return, and I will judge between you concerning that in which you used to differ. (Quran, Ali Imran,55)




18 Ocak 2019 Cuma

SUSKUNLAR MECLİSİ


kırmızı gül resimleri ile ilgili görsel sonucu

Bir zamanlar İran'da âlimler ve şairler, "Suskunlar Meclisi" ismiyle bir topluluk teşkil etmişlerdi. Otuz adet âzâsı vardı ve bunu hiç artırmıyorlardı. Buraya katılabilmenin ilk şartı; çok tefekkür etmek, az yazmak ve çok az konuşmaktı. 

O zamanın meşhur şair ve âlimlerinden olan Molla Cami, bu meclise katılmayı çok istiyordu. Günün birinde bu meclisin bir âzâsının vefât ettiği duyulunca, onun yerine geçebilmek için âlimlerin bulunduğu köşke gitti. Kendisini karşılayan kapıcıya bir şey söylemeden, ismini bir kağıda yazarak o esnada toplantı halinde bulunan meclise gönderdi.

Meclis üyeleri bu teklifi görünce biraz üzüldüler. Gelen âlim oraya layık biriydi, lâkin vefât edenin yerine başka birini almışlardı. Yeni bir âzâ için yer yoktu. 

Meclisin başkanı, bir bardağı tamamen suyla doldurduktan sonra kapıdaki âlime gönderdi. Zeki âlim, durumu anlamıştı. Bir damla daha olsa taşacaktı. Bunun üzerine o da hemen oracıktaki bir gül dalından küçük bir yaprak koparıp nâzikçe suyun üzerine koyuverdi. Bardak taşmamıştı. Bunu içeri gönderdi. Meclistekiler bu cevaba hayran kaldılar.

Suskunlar, bu değerli âlimi de aralarına almaya karar verdiler. Başkan listeye Molla Câmi'nin de adını ekledi, listenin sonuna bir sıfır koyarak 300 yazdı. Böylece onun katılımıyla meclisin değerinin on kat daha arttığını belirtmiş oldu.

Listenin bu şekli Molla Cami'ye gelince o da sondaki sıfırı silip başa yazdı, böylece kendisini solda sıfır görüyor, bardağı taşırmadığı gibi meclisin yapısını da etkilemeyeceğini söylüyordu.

Suskunlar Meclisi'nin âlimleri bunu görünce saygı ve hayranlıkları bir kat daha artmış olarak sustular.

(12.01.2019 Erkam Takvim Arkası ve 07.02.2016 Sabah Gazetesi Cem Sancar'ın yazılarından birleştirilmiştir.)

3 Temmuz 2015 Cuma

PEYGAMBERİMİZ'DEN (S.A.V) MÜJDELER

Âyet-i Kerîme: "Namazı kılın, zekatı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah'ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür." (Bakara, 110)

Hadîs-i Şerif: "Başkasına el avuç açmak istemeyeni Allah iffetli kılar. Kanaat etmek isteyeni de ihtiyaçtan  uzak kılar." (Buhârî, Zekât 18, Vasâyâ 9, Nafakât 2; Müslim, Zekât 95. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Zekât 39; Nesâî, Zekât 53, 60.)


galeri.uludagsozluk.com


beraynet.tr.gg

EFENDİMİZ'DEN (S.A.V) MÜJDELER

Hz. Ebû Mûsa'dan:

Hz. Peygamber (s.a.v) buyurdu ki:

"Aziz ve Celil olan Allah, gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için geceleyin rahmet kapısını açar. Gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için de, gündüz rahmet kapısını açar. Bu hâl, güneş batıdan doğuncaya kadar devam eder." (Müslim)

Hz. Ebû Umame'den:

Allah Rasûlü (s.a.v) buyurdu:

"Sağdaki melek, soldaki melek üzerine âmirdir. Bir sevap işlendiği zaman arkadaşına, 'Onu yaz.' der. Günah işlendiği zaman ise ona, 'Bırak, yedi saat yazma. Olur da belki istiğfar eder.' der." (Râmuz el-Ehâdis)

Hz. Abdullah ibni Busur'dan:

Allah Rasûlü (s.a.v) buyurdu:

"Kim günün evvelini hayırla açıp sonunu da hayırla tamamlarsa, Allah (c.c) meleklerine: 'Bu günün başı ve sonu arasındaki günahları bu kulumun aleyhine yazmayın!' buyurur." (Taberânî, Ziya el-Makdisi)

(Erkam Takvimi Arkası / 03.07.2015)




17 Kasım 2014 Pazartesi


2 Gün 1 Değil (www.2g1d.com)

Sabır Bir Hazinedir


www.on5yirmi5.com


www.uludagsozluk.com


www.nurunalanur.com.tr


Sabır Bir Hazinedir
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

"Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir." (Bakara, 153)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Kendisine bir musîbet gelen müslüman, Allâh’ın emrettiği: «Biz Allâh’a âidiz ve ancak O’na döneceğiz. Allâh’ım! Bana bu musîbetten dolayı ecir ver ve bana bundan daha hayırlısını ihsân eyle!» derse, Allah o musîbeti alır ve mutlakâ daha hayırlısını verir.” (Müslim, Cenâiz, 3)

Rasûlullah (sav) Efendimiz de, sabrın çeşitlerini ve fazîletlerini bildirdiği bir hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuştur:

“Sabır üçtür:

Musîbetlere karşı sabır, kullukta sabır ve günah işlememekte sabır…

Kim, kaldırılıncaya kadar musîbete güzelce sabrederse Allah ona üç yüz derece yazar. Her iki derece arasında semâ ile arz arası kadar mesâfe vardır.

Kim de tâatte sabrederse Allah ona altı yüz derece yazar. Her iki derece arasında yeryüzü ile yedi kat aşağısı arası kadar mesâfe vardır.

Kim de mâsiyete (günaha) karşı sabrederse Allah ona dokuz yüz derece yazar. İki derece arasında yer ile Arş arası kadar mesâfe vardır.” (Süyûtî, II, 42; Deylemî, II, 416)

Sözün özü, sabır insanın derûnundaki kıymetli bir hazinedir. Onu hem varlığın hem yokluğun, hem acının hem neş’enin, hem belânın hem de nîmetin tehlikesine karşı koruyan güvenli bir kalkandır.

Sabır, bütün peygamberlerin kuşandığı ve ümmetlerine tavsiye ettiği bir zırhtır.
Sabır, îmânını koruması için müslümanın en büyük sığınağı ve silahıdır. Allah Teâlâ’nın râzı olduğu ve büyük mükâfatlar va’dettiği ulvî bir haslettir. Allah Rasûlü’nün ifâdesiyle:
“Sabır ziyâdır.” (Müslim, Tahâret, 1) İnsanın dünyâ ve ukbâsını aydınlatır. (Osman Nûri Topbaş, Şebnem Dergisi, 2011-Ağustos)
www.2g1d.com