24 Nisan 2012 Salı

KUTLU DOĞUMA ÖZEL - Batılıların Gözüyle HAZRET-İ MUHAMMED (S.A.V)

Âyet-i Kerîme: "De ki; Pis ve kötü ile temiz ve iyi bir değildir; pis ve kötünün çokluğu tuhafına gitse (yahut hoşuna gitse) de (bu böyledir)... " (Mâide, 105)

Âyet-i Kerime: "Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz dünya malına göz dikme, onlardan dolayı üzülme ve mü'minlere karşı alçak gönüllü ol." (Hicr, 88)

Hadîs-i Şerif: "Ölümü temennî etme, ağız tadını bozan ölümü çok hatırla." (Tirmizi, Zühd 4. IV, 553)Hadîs-i Şerif: "Berat Gecesi'ni ganimet, fırsat biliniz! Çünkü belli bir gecedir. Kadir Gecesi çok büyük ise de, hangi gece olduğu belli değildir. Kıyamette pişman olmamak için Berat Gecesi'nde çok ibadet ediniz." (S. Ebediyye)





-Batılıların Gözüyle- HZ. MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V)



      

    

   


"İtiraf edilmelidir ki, Hz. Muhammed (s.a.v)'in dini, Afrika'ya hristiyanlıktan daha çok yakışır. Aslında şunu söylemem gerekir ki, bütün dünyaya daha çok yakışır. Onun özellikleri, insanı insan yapması şeklinde özetlenebilir. İslam, insandan bir tanrı çıkarmaya çalışmaz, ama onun hayatını, iyi komşu olmasına kadar düzene sokar." (Lawton Lancelot)

"Bizde hayranlık uyandıran, O'nun dininin yayılması değil, istikrarıdır; Mekke ve Medine'de yer eden aynı saf ve mükemmel tesirin on iki asır sonra, Hintli, Afrikalı ve Türklerin Kur'ânî devrimlerinden sonra aynen muhafaza edilmesidir." (Edward Gibbon)

"Hz. Muhammed (s.a.v), insan olması itibariyle bütün insanlık O'nunla övünür. Biz Avrupalılar, 2000 sene sonra O'nun kıymetine ve hakîkatine yetişsek en mesut ve en bahtiyar nesiller oluruz." (Shebol)

"Ben, bu hayret uyandırıcı insanın hayatını inceledim. Benim görüşüme göre, O'nu insanlığın kurtarıcısı olarak tanımamız lazımdır." (Bernard Shaw)

"Türk kardeşime diyeceğim ki; senin dinin bana çok saygıdeğer bir din görünüyor. Senin dinin çok asil!" (Voltaire)

"İnsan büyüklüğü hangi ölçüyle ölçülürse ölçülsün, acaba O'ndan daha büyük bir insan bulunur mu?" (Lamartine)

"Herkesin itiraf etmekten çekindiği şeyi ben haykırıyorum: Hz. Muhammed (s.a.v), hiç kimse ile kıyaslanamayacak kadar büyük bir devrimcidir." (Knematirul)

"Tanrı'nın varlığını Hz. Mûsâ (a.s) kavmine, Hz. Mesih İsa (a.s) Roma âlemine, Hz. Muhammed (s.a.v) ise bütün kıtaya yaydı." (Napolyon Bonapart)

"O, insanlığa en büyük tesirde bulunan bir insandır." (John William Draper)

"Çok kısa bir süre önce İslam Peygamberi'nin hayatını büyük bir ilgiyle okuyup tahsil ettikten sonra gördüm ki; o asla bir sahte peygamber değildir." (Goethe)


Erkam Takvimi Arkası









14 Nisan 2012 Cumartesi

SU İKRAM ETMEK (ERKAM TAKVİM ARKASI)

Âyet-i Kerîme: "Ey iman edenler! Allah sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avlanma ile (onu yasak ederek) dener ki, gizlide (kimsenin görmediği yerde, gerçekten) kendisinden kimin korktuğu ortaya çıksın..." (Mâide, 94)

Hadis-i Şerif: "Akrabalık bağını kesen cennete giremez." (Buhârî, Edeb, 11; Müslim, Birr, 18, 19)





                    

  








Nijer'de Susuzluk 

(30 adet yeni su kuyusu açıldı : http://www.gokkubbe.org/2012/01/0-adet-yeni-su-kuyusu/ )  Çok daha fazlasına ihtiyaç var. Afrika bizim yardım elimizi bekliyor... http://www.gokkubbe.org/

Hadis-i Şerif:

"Allah kıyamet günü üç kişiyle konuşmaz, onlara bakmaz ve onları temize çıkarmaz. Onlara acıklı bir azab vardır:


- Çölde fazla suyu olduğu halde başkasına vermeyen,

- İnsana sırf menfaat için biat edip kendisine bir şey verildiği zaman biatını yerine getiren fakat bir şey elde edemediği zaman biatının gereğini yapmayan,

- İkindiden sonra çıkıp malını satarken müşteriyi inandırmak için yalandan yemin ederek malını şu fiyata aldığını söyleyen kimse."   (Buhari, Müslim)



SU İKRAM ETMEK

Bir gün bir bedevî Nebiyy-i Ekrem Efendimiz'e gelerek:

"- Beni cennete yaklaştıracak ve cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyleyebilir misiniz?"

Nebî (s.a.v):

"- Sen bu ikisi sebebiyle mi amel ediyorsun?" buyurdular.

Bedevî:

"Evet." cevabını verdi.

Efendimiz (s.a.v), şu tavsiyede bulundular:

"- Her zaman adâleti söylersin, yani hep âdil davranır, devamlı doğru söyler ve her zaman gerektiği gibi konuşursun, ihtiyacından fazla malını Allah yolunda infak edersin!"

Bedevî:

"- Vallahi her vakit adâleti söylemeye gücüm yetmez, ihtiyaç fazlası malımı da infak edemem!" dedi.

Rasûlullah (s.a.v):

"- O halde yemek yedirir, selâmı yayarsın!" buyurdular.

Bedevî:

"Bu da aynı şekilde zordur." dedi.

Allah Rasûlü (s.a.v):

"- Develerin var mı?" diye sordular.

Bedevî:

"-Evet." dedi.

Allah Rasûlü (s.a.v) şöyle devam etti:

"- Develerinden birini seç ve bir de su kırbası al, sonra su temin etmekte zorluk çeken bir ev halkının su ihtiyacını karşılayıver. Umulur ki, deven ölmeden ve su kırban eskimeden cennet sana vâcib olur!"

Bedevî tekbir getirerek gitti. Hakîkaten de, su kırbası eskimeden ve devesi ölmeden şehîd edildi.

(Heysemî, III, 132; Mamer bin Râşid, el-Câmi, 1, 456; Beyhakî, Şuab, V. 64)

(Erkam Takvimi Arkası)










































11 Nisan 2012 Çarşamba

CÖMERTLİK

Âyet-i Kerîme: "... Kim bir cana kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur..." (Mâide,32)

Hadis-i Şerif: "Ey âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım." (Tirmizî, Daavât 98)


CÖMERTLİK  (ERKAM TAKVİMİ ARKASI)

         



          


Ebû Said-i Hargüşî rivayet eder ki, Mısır'da bir kimse vardı, fakirlere sadaka topluyordu. Bir fakirin bir oğlu oldu. Onun lüzumlu işlerine harcayacak hiç bir şeyi yoktu. O sadaka toplayanın yanına gitti. "Bir oğlum dünyaya geldi, ona harcayacak bir şeyim yoktur." dedi. O da dolaştı, insanlardan istedi, eline bir şey geçmedi. O fakiri alıp bir mezarın başına götürdü. O mezara hitâben dedi ki: "Ey mezar sahibi! Hak Teâlâ sana rahmet eylesin. Sen fakirlerin ihtiyacını görüp zahmetini çekerdin. Onlara ne lazımsa bulurdun. Bugün bu fakirin dünyaya gelen oğlu için çok çabaladım, hiç bir şey bulamadım." dedi. Sadaka toplayanın bir altını vardı ve yarısını o fakire verdi, "Bir kapı açılıncaya kadat sende borç kalsın." dedi. Bu sadaka toplayan kimseye muhtesip derlerdi. Fakir diyor ki, "Ben o altının yarısını alıp oğlumun lüzumlu işlerini gördüm."

Muhtesip o gece yatınca, o mezar sahibini rüyasında gördü. Mezar sahibi ona dedi ki, "Ey muhtesip! Bugün her ne söyledin ise işittim. Fakat cevap vermeye izin yoktu. Haydi evime git, oğullarıma de ki, ocağı kazsınlar, beş yüz altın vardır. Çıkarıp o fakire versinler." Muhtesip ertesi gün gitti, o mezar sahibinin oğullarına haber verdi. Ocağı kazdılar, beş yüz altın çıktı. Muhtesip dedi ki: "Bizim rüyamızın hükmü yoktur. Bu altınlar sizin evinizde bulundu, sizin malınızdır." Onlar da: "Babamız öldüğü halde cömertlik yapıyor. Biz yaşadığımız halde cimrilik mi edelim!" deiler ve hepsini o fakire verdiler. Fakir de bir altın alıp bozdurdu, yarısını borcuna verdi, yarısını da kendi aldı ve, "O beş yüz altının kalanını fakirlere verin, benim fazlaca ihtiyacım yoktur." dedi.

Ebû Said der ki: "Bilmiyorum bunların hangisi cömerttir. O mezar sahibi mi, onun oğulları mı, yahut o fakir mi?" Yine Ebû Said der ki: "Mısır'a gittiğim zaman o mezar sahibinin adını sordum, oğullarını aradım. Oğullarının çocuklarını buldum. Onları da sâlihlerin sîmâsında görünce, bu âyet-i kerîme aklıma geldi: 'Babaları sâlih bir insan idi.'(Kehf,82) "

Cömertlerin bereketlerinin ölümden sonra da böyle tesirlerinin olmasına şaşılmaz. Zira, İbrahim Halil'in adeti misafirperverlikti. Onun yerinde bu zamana kadar ziyafet kesilmemiştir!  (İmam Gazâlî, Kimyâyı Saâdet)  

Erkam Takvimi Arkası