5 Mart 2013 Salı

İKİ DENİZ

Âyet-i Kerîme : "Allah'ın hoşnutluğunu gözetenle Allah'ın hışmına uğrayan bir olur mu hiç? Berikisinin yeri cehennemdir. Cehennem ise ne kötü bir varış noktasıdır."

(Âl-i İmran, 162)

Hadîs-i Şerif : "Akıllı kimse, nefsini sorguya çeken ve ölümden sonrası için çalışandır."

(Tirmizî)


İKİ DENİZ



Filistin'de iki deniz varmış. Bu denizlerden birisinin suları masmavi ve tertemizmiş, içinde balıklar yaşarmış. Bu denizin hemen yanıbaşında olan diğer denizin suyu mavi değil kirli renkliymiş. O denizin içinde balıklar yokmuş. Kıyılarında insanlar dolaşmazlarmış. Bu iki denize aynı nehrin suları akarmış.

Nehirin dağlardan getirdiği temiz sular birinci denizin suyunu tazeler, rengini mavileştirirmiş. Nehir, ikinci denize de aynı temiz suları getirdiği halde o deniz kirli kalırmış. Öyle ki, bu denize "ölüdeniz" denir olmuş.

İki denizin birbirinden tek farkı neymiş biliyor musunuz? Mavi olan deniz, nehrin getirdiği suları başka denizlere taşırmış. Yani aldığı kadar verirmiş de. Ölü denizse, aldığını kendine saklar, bir damla suyu bile başkasına vermezmiş. Aldığını veren deniz mavi ve canlıymış. Aldığını saklayan denizse kirli ve ölüymüş!

"İşte böyle!" dedi babam, "Vermek insanı yaşatır, saklamak ve biriktirmek insanı öldürür."

Sonra haritayı açtık ve bu iki denizi bulduk. Hakikaten de, birincisinin adı Galile, ikincisinin adı "Ölüdeniz"di. Biz de eğer ölü deniz gibi olmak istemiyorsak, Allah'ın bize verdiği nimetlerden muhtaç olanlara da vermemiz gerekir. Öyle değil mi?

(Erkam Takvimi Arkası)