Buhârî, Ahmed, Heysemî
2- Yanımda anıldığım kişi bana tam bir salât ü selâm getirmezse o benden değildir, ben de ondan değilim. Allâh’ım! Benimle alâkasını devam ettirenle Sen de alâkanı devam ettir. Benimle alâkasını kesenle Sen de alâkanı kes.
Deylemî
3- Hiçbir kul, kıyamet günü
- ömrünü nerede tükettiğinden
- ilmiyle ne yaptığından
- malını nereden kazanıp nereye harcadığından
- vücudunu nerede yıprattığından
sorulmadıkça bir adım dahî atamaz.
Tirmizî
4- Yeryüzünde Allah’ı en çok kızdıran put, kendisine tapılan hevâ ve hevestir.
Taberani
5- İslâm’ın alâmeti namazdır. Kim ki gönlünü namaza vererek, vakitlerini, sünnetlerini gözeterek namazını edâ ederse, o mü’mindir.
Fezâil-i A’mâl
6- Bir insanın hidayetine sebep olan, (onu ehl-i sünnet yapan) MUHAKKAK Cennete girer.
Buhari
7- Senin vasıtanla Allah-ü Teala’nın bir kişiye hidayet vermesi, senin için üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.
Taberani
8- Kim hidayete davet ederse, o yola girenlerin bütün sevapları ona da yazılır,diğerlerinin ecrinden bir şey eksilmez.Kim de sapıklığa davet ederse, o yola girenlerin günahları ona da verilir,o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey eksilmez.
Tirmizi
9- Bir mümin vefat edince her ameli kesilir. Yalnız üç amelinin sevabı amel defterine yazılmaya devam eder.Bunlar sadaka-i cariyelerinin, faydalı kitaplarının ve salih çocuklarının kendisi için ettikleri dua ve istiğfarların sevaplarıdır.
Ebuşşeyh
Sadaka-i cariye: cami,çeşme,yol gibi insanlara devamlı faydası dokunan eser.
10- Bir kimse, bir mümine bir iyilik yapınca, Allahü Teâlâ bu iyilikten bir melek yaratır. Bu melek, hep ibadet eder. İbadetlerinin sevapları buna verilir. Bu kimse ölünce, bu melek, nurlu ve sevimli olarak bunun kabrine gelir. Meleği görünce neşelenir, “Sen kimsin?” der. “Ben, falancaya yaptığın iyilik ve onun kalbine koyduğun neşeyim. Allahü Teâlâ beni, bugün seni sevindirmek ve sana şefaat etmek ve Cennet’teki yerini sana göstermek için gönderdi” der.
Ebuşşeyh
11- Hediyeleşin, zira hediye kalpteki kuşkuları giderir. Komşu kadın, komşusu kadından gelen hediyeyi hakir görmesin, bir koyun parçası olsa bile.
Tirmizi
12- Fitne fesat yayıldığı zaman sünnetime yapışana yüz şehid sevabı verilir.
Hakim
13- Rabbiniz, rahimdir.Bir iyilik yapmak isteyip de yapamayana, bir sevap verir.Yapana,on mislinden yedi yüz misli veya daha fazla sevap verir.Kötülük yapmak isteyip de yapmayana bir sevap, yaparsa bir günah yazar, dilerse onu affeder.
Taberani
14- Sizden önceki ümmetlerden bir adam hesaba çekildi; hayır namına hiçbir şeyi bulunamadı. Fakat bu adam insanlarla düşer kalkardı ve zengin bir kimse idi. Hizmetçisine, darda kalan fakirlerin borcunu affetmesini emrederdi. Aziz ve celil olan Allah: ‘Biz affetmeye ondan daha layıkız, onu affediniz.’ Buyurdu.
Müslim
15- Bir kimsenin harcadığı en faziletli dinar, çoluğuna çocuğuna ve Allah yolunda hayvanına harcadığı dinar, bir de yine Allah yolunda arkadaşına sarfettiği dinardır. Muhakkak ki çoluk çocuğuna harcadığın bir şey sadakadır.
Müslim
16- Her kim ailesi emniyette, vücudu sıhhatte sabahlarsa; bir günlük yiyeceği de yanında bulunursa, sanki bütün dünya ona verilmiştir.
Tirmizi, İbn Mace
17- Ademoğlu sabaha erdi mi, bütün azaları dile ricada bulunup ‘Bizim hakkımızda Allah’tan kork. Zira biz sana tabiyiz. Sen istikamette olursan biz de istikamette oluruz, sen sapıtırsan biz de sapıtırız!’ der.
Tirmizi
18- Namaz! Namaza dikkat ediniz! Malik olduğunuz (köleler,kadınlar ve çocuklar) hakkında Allah’tan korkun! (Resul-i Ekrem’in son sözleri)
Ebu Davud
19- Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat Köprüsü’nü şimşek gibi geçer.
Taberani
20- Bir kimse kırk gün sabah namazının ilk tekbirine yetişirse, kendisine iki berat yazılır: Cehennemden kurtuluş beratı ile münafıklıktan eminlik beratı.
Ebuş-şeyh
21- Her namaz vakti camiye giden, ya Allah yolunda istifade edeceği bir ahiret kardeşi bulur, ya güzel bir ilme, ya hidayetini artıracak veya onu sapıklığa düşmekten muhafaza edecek bir kelimeye yahut rahmet-i İlahiyyeye mahzar olur.
Taberani
22- Sabah namazını cemaatle kılan, Allah Teala’nın himayesindedir.
İbni Mace
23- Bir kimsenin câmilere gitmeyi îtiyâd hâline getirdiğini görürseniz, onun îmanlı olduğuna şâhitlik edin. Çünkü Allâh Teâlâ şöyle buyurmuştur:
إِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَاجِدَ اللّهِ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ
«Allâh’ın mescidlerini ancak Allâh’a îmân edenler îmâr ederler…» (et-Tevbe, 18)”
İbn-i Mace
NOT: Mescidlerin maddi bakımdan imarı kadar,cemaate devâm etmek sûretiyle mânen mâmur kılınması da son derece mühim bir kulluk vazîfesidir.
24- Sizden biri abdest alır ve bunu güzelce yapar da namaz için çıkarsa, sağ ayağını her kaldırdığında Allâh Teâlâ onun için bir hasene yazar, sol ayağını her koyduğunda da bir kötülüğünü siler, câmiye ister yakın olsun ister uzak. Câmiye gelir cemaatle namaz kılarsa günahları affedilir. Şâyet câmiye geldiğinde namazın bir kısmını kılmışlarsa onlara uyar ve sonra da kaçırdığı rekâtları tamamlarsa yine aynı hüküm geçerlidir. Şâyet câmiye geldiğinde cemaat namazı kılıp bitirmiş olur, bu kimse de namazını kendi başına kılarsa, yine aynı hüküm geçerlidir.
Ebû Dâvûd
25- Günde iki rekat kuşluk namazı kılanın günahları denizlerin köpüğü kadar olsa affedilir.
İbni Mace, Tirmizi, Ebu Davud
26- Herkesin eklem yeri kadar sadaka vermesi gerekir. Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah veya Allahü ekber demek birer sadakadır. İyiliği tavsiye etmek, kötülüğe mani olmaya çalışmak birer sadakadır.İki rekat kuşluk namazı ise bütün bunları karşılar.
إِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَاجِدَ اللّهِ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ
«Allâh’ın mescidlerini ancak Allâh’a îmân edenler îmâr ederler…» (et-Tevbe, 18)”
İbn-i Mace
NOT: Mescidlerin maddi bakımdan imarı kadar,cemaate devâm etmek sûretiyle mânen mâmur kılınması da son derece mühim bir kulluk vazîfesidir.
24- Sizden biri abdest alır ve bunu güzelce yapar da namaz için çıkarsa, sağ ayağını her kaldırdığında Allâh Teâlâ onun için bir hasene yazar, sol ayağını her koyduğunda da bir kötülüğünü siler, câmiye ister yakın olsun ister uzak. Câmiye gelir cemaatle namaz kılarsa günahları affedilir. Şâyet câmiye geldiğinde namazın bir kısmını kılmışlarsa onlara uyar ve sonra da kaçırdığı rekâtları tamamlarsa yine aynı hüküm geçerlidir. Şâyet câmiye geldiğinde cemaat namazı kılıp bitirmiş olur, bu kimse de namazını kendi başına kılarsa, yine aynı hüküm geçerlidir.
Ebû Dâvûd
25- Günde iki rekat kuşluk namazı kılanın günahları denizlerin köpüğü kadar olsa affedilir.
İbni Mace, Tirmizi, Ebu Davud
26- Herkesin eklem yeri kadar sadaka vermesi gerekir. Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah veya Allahü ekber demek birer sadakadır. İyiliği tavsiye etmek, kötülüğe mani olmaya çalışmak birer sadakadır.İki rekat kuşluk namazı ise bütün bunları karşılar.
Müslim
27- Teheccüd namazı, günahları affettiren salihlerin ameli olup hastalıklara da şifa verir. Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kılınan teheccüd namazıdır.
Tirmizi,Müslim
28- Yedi kimseyi Allah-u Teala kendi gölgesinden başka gölge olmayan kıyamet gününde kendi gölgesi altında barındıracaktır:
• Adalet sahibi devlet başkanı.
• Rabbine ibadet ve itaatle yetişmiş genç.
• Gönlü mescidlere bağlı olan kimse.
• Allah için birbirini seven, Allah için birleşen, Allah için ayrılan iki kişiden her biri.
• Asil ve güzel bir kadın tarafından çağırıldığı halde ‘Ben Allah’tan korkarım’ diyerek haramı işlemeyen erkek.
• Allah yolunda harcadığından solundaki haberdar olmayacak kadar gizli sadaka veren adam.
• Tenhada Allah-u Teala’yı zikredip de gözü dolup taşan kimse.
• Adalet sahibi devlet başkanı.
• Rabbine ibadet ve itaatle yetişmiş genç.
• Gönlü mescidlere bağlı olan kimse.
• Allah için birbirini seven, Allah için birleşen, Allah için ayrılan iki kişiden her biri.
• Asil ve güzel bir kadın tarafından çağırıldığı halde ‘Ben Allah’tan korkarım’ diyerek haramı işlemeyen erkek.
• Allah yolunda harcadığından solundaki haberdar olmayacak kadar gizli sadaka veren adam.
• Tenhada Allah-u Teala’yı zikredip de gözü dolup taşan kimse.
Buhari,Müslim
29-
Tirmizi
30- Allah-u Teala’ya günah işlemeyen dil ile dua edin. Birbirinize dua edin! Çünkü ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir.
Tergibüs-salat
31- Kim bütün mü’minlerin affedilmesi için istiğfâr ederse, Allah Teâlâ ona her bir mü’min için bir hasene yazar.
Heysemî
32- Bir müslüman dua eder de, günah bir şeyi istemez veya akrabası ile alâkasını kesmeyi arzu etmezse, Allah ona şu üç şeyden birini mutlaka lutfeder:
-Ya dileğini hemen yerine getirir,
-ya isteğini onun için âhirete saklar,
-veya duası nisbetinde bazı kötülükleri ondan uzaklaştırır.
buyurmuştu.
Efendimiz (s.a.v)’in bu sözü üzerine, orada bulunanlardan biri:
“–O takdirde biz Allah’tan çok şey isteriz” deyince Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-:
“–Allah’ın lûtfu, sizin istediğiniz şeylerden daha çok ve geniştir” buyurdu.
Ahmed, Tirmizî
33- Kişinin KENDİ MALI, HAYIR YAPARAK ÖNCEDEN (AHİRETE) GÖNDERDİĞİDİR (KIYAMET GÜNÜ'NDE ÖDÜL OLARAK ONU BULUR.); harcamayıp geri (dünyada) bıraktığı ise, ancak mirasçısının malıdır.
Buhari
34- Her kim kız çocuğu olur da onu terbiye eder ve terbiyesini güzel eder, gıda verir ve gıdasını güzel verir ve Allahu Teala’nın kendisine verdiği nimetlerden ona da bolluk gösterirse, o kız çocuğu onun için bereket ve Cehennemden kurtarıp Cennete girmesi için bir kolaylık vesilesi olur.
İhya
35- Sadakanın en faziletlisi; sen sıhhatte, mala düşkün, zenginlik emeli ve fakirlik korkusu içinde bulunurken sadaka vermendir. Can boğaza ulaşıp da ‘falana bunu verin’ diyeceğin zamana kadar hayrı geciktirme. Haberiniz olsun ! Ölüm yaklaşınca, zaten mal mülk mirasçıya aittir.
Müslim
36- Sadaka vermeye devam edenin rızkı artar ve duâsı kabûl olur.
İbni Mace
37- Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–Bir dirhem, yüz bin dirhemi geçmiştir” buyurmuştu. Ashâb-ı kirâm:
“–Ey Allah’ın Rasûlü, bu nasıl olur?” diye sordular.
Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şu cevabı verdi:
“–Bir adamın iki dirhemi vardı, bunlardan birini tasadduk etti. Diğerinin ise çok malı vardı, malının kenarından yüz bin dirhem aldı ve onu tasadduk etti.”
Nesâî
38- Ödemek niyetiyle borçlanan kimseyi Yüce Allah borcunu ödemeye muvaffak kılar, ödeme niyeti olmayanın da malının bereketini giderir ve ödemeye muvaffak olamaz.
Buhârî, İbn Mâce
39- Rabbini zikredenle zikretmeyen kimsenin farkı, diriyle ölünün farkı gibidir.
Buhârî
***40- Birgün Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“Kardeşlerimizi görmeyi çok isterdim. Onları ne kadar da özledim!” buyurdu. Ashâb-ı kirâm:
“–Biz Senin kardeşlerin değil miyiz yâ Rasûlallâh?” dediler. Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- da:
“–Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmemiş olanlardır.” buyurdular.
Müslim
Rabbim, hadîs-i şerifleri ezberleyip, içeriğiyle amel edebilmeyi hepimize nasib eylesin. -Amin-
Sıkıntılı iken duasının kabul edilmesini isteyen, refah zamanında çok dua etsin.