20 Ocak 2012 Cuma

ZİNDELİĞE ÇAĞRI

                                                                        

Günlük hayatımızda yer alması gereken güzelliklerden biri de, "Perakende Zikirler"dir. Kapıyı Besmele'yle açmak, yola duayla çıkmak, yürüken bir iki kelime-i tevhid okumak gibi. Her münâsib zamanda bir Fâtihâ, bir Âyetü'l-Kürsî, bir İhlâs da ihmal edilmemelidir. Böylece günlük hayatımızı renklendirmeli ve bereketlendirmeliyiz.

Bu zikirler, küçük küçük âhiret yatırımları olduğu gibi, gönül şenliğidir de. Rûhumuzun zindeleşmesi, kalbimizin huzur bulmasıdır.

Modern zamanlar bizi günah çadırında yaşamaya mahkûm etti. Günahlar rûhumuzu ve gönül dünyamızı zehirleyip durmaktadır. Can sıkıntısı, ilgisizlik, bilgisizlik, sevgisizlik, samîmiyetsizlik, meşgûliyetsizlik, bu günah atmosferinden doğmaktadır. İnsanlar artık hayâtın manâsını bulamamakta, yaşamaktan tat alamamaktadır. Toplumun rahatı var, huzûru yok.

SADAKA VE ZİKİR 

Ebû Ümâme el-Bahilî adındaki sahâbi, Efendimiz (s.a.v)'in yanında oturuyor, dudaklarını kıpırdatıyormuş. Rasûl-i Ekrem (s.a.v):

- "Dudaklarını kıpırdatarak neler söylüyorsun?" diye sormuş.

O sahâbi de:

- "Görüyorum ki insanlar sadaka verip hayır yapıyorlar. Benim sadaka verecek bir şeyim yok. Ben de kendi kendime, 'Sübhânallâhi ve'lhamdülillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber.' diyorum." diye karşılık verdi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurdu:

- "Bu kelimeler senin için, fakirlere vereceğin (tasadduk edeceğin) bir müdd (832 gram) altından daha hayırlıdır."

Hadîs-i Şerif: "Ramazan'dan sonra oruçların efdali, Allah'a izâfe edilen Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farz namazlarından sonra en efdal namaz da, gece namazıdır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder