21 Ekim 2011 Cuma

HİZMET ZAMANI

Hizmet şuuruna sahip mü'minler, bereketli bir ırmak gibidirler. Öyle ki, akıp gittikleri uzun yollar boyunca binbir canlıya, insana, toprağa, ağaca, güle, sümbüle âdeta hayat bahşederler. Bu ırmağın varacağı nihâî menzil ise Cenâb-ı Hakk'ın ebedî vuslat deryâsıdır.

Şunu da unutmamak gerekir ki, dînî hayatın zayıfladığı, insanların yanlış mecrâlara kaydığı bir zamanda tebliğ hizmeti, îmandan sonra ilk ve en ehemmiyetli vazîfe durumuna gelir. Hakkı ve hayrı tebliğ etme hususunda bir başarı elde edilmedikçe birçok meşrû işin bile meşrûiyeti kaybolur.

Meselâ bir annenin süt emme çağındaki bir çocuğunu emzirmesi, ne kadar tabiî ve hatta hürmet edilecek bir davranıştır. Lâkin, evinini yanmakta olduğunu gören bir anne, çocuğunu emzirmeye devam ederse, vebâle girer ve mes'ûl olur. Çünkü yangına karşı bir şeyler yapmak, o anda çocuğu emzirmekten çok daha ehemmiyetli ve âcildir. İşte dînin temsil planında mağlub olduğu bir zamanda hakkı ve hayrı telkin ve tebliğ eden bir zümre mevcut olmadıkça başka işlerle meşgûliyet, sâir zamanlardan daha ağır bir vebâli mûcib olur.

Günümüzde Allah yolundaki hizmetlere ve bilhassa mânevî eğitim faaliyetlerine koşmak, yokuş çıkmaya çalışan bir arabaya destek vermeye benzer. Araba düze çıktıktan sonra yardım etmenin bir ehemmiyeti kalmaz. Şimdi altın kıymetinde olan bir gayret, o zaman basit bir kağıt hükmünde bile olmaz.

(Hizmet, Erkam Yayınları / Osman Nûri TOPBAŞ)

Hadîs-i Şerif: "Komşusu şerrinden emin olmayan kimse Cennet'e giremez."

      



nijerfo2  nijerfo 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder