4 Kasım 2011 Cuma

GÜLÜN MÜJDESİ - ÇOK GÜZEL BİR HİDAYET ÖYKÜSÜ (ERKAM TAKVİMİ ARKASI)

İstanbul eşrafından Rum Yorgo Nikolav, kekeme olan oğlu Peter'in tedavisi için elinden gelen her şeyi yapmış, ama ne çare ki derdine derman bulamamıştı. Tek umudu, oğlunun evlenmesine kalmıştı. Bunun için, münasip bir gelin adayı bulundu ve izdivaçlarına karar kılındı.

Düğün günü gelip çatmıştı. Yorgo Nikolav, davetliler için çeşit çeşit düğün yemekleri pişirtiyor, nefis tatlılar, şerbetler hazırlatıyordu.

Bir ara kapı tıkırdadı. Baktı, karşı komşuları Hatice Hanım'dı. Bu mübarek kadının bir sene önce trafik kazasında kocası ölmüş, iki çocuğu ile dul kalmıştı. Davetliler arasında yoktu. Sadece ateş istemeye gelmişti. Kendisine bir kürek ateş vermişlerdi.

Misafirler de birer ikişer gelmeye başlamıştı. Fakat Hatice Hanım, çok geçmeden yine gelmiş ve tekrar ateş istemişti. Yine verilmişti.

Bütün herkes geldikten sonra komşu kadın, elindeki küreği ile çekine çekine ateş istemeye gelince, Yorgo "Bu işte bir iş var!" deyip meselenin sırrını anlamak için peşinden, avlunun arka kapısından gizlice Hatice Hanım'ın evine doğru yürümüş, açık pencereden gelen seslerle irkilmişti.

Ağlaşan çocuklar, dertlerini dile getiriyor, Hatice Hanım ise çaresiz: "Artık bir daha gidemem. Ne yapayım beni anlamadılar. Biraz daha sabredin. Yarın Kurban Bayramı nasıl olsa, Müslüman komşularımız et getirirler." diyordu.

Yorgo hemen geriye dönüp hizmetçiyi yanına alarak, bol miktarda yemekle Hatice Hanım'ın evine gitmiş: "Kusura bakmayın size davetiye verememişiz, şunları kabul edin." demiş ve bir miktar da para verip "Yarın sizin bayramınız. Çocuklara bir şeyler alırsınız." diyerek gönüllerini hoş etmişti.

Yorgo gittikten sonra bu dul ve yetimler, "ALLAH'IM! BU KOMŞUM BENİ DAR ZAMANDA SEVİNDİRDİ. SEN DE ONU SEVİNDİR! RABBİM! ONUN OĞLUNA İYİLİKLER VER!" diye yürekten bir dua etmişlerdi.

Aradan yirmi gün geçtikten sonra, Yorgo'nun evine Kayseri'den Hacı Ahmet Efendi gelmiş ve başından geçenleri şöyle anlatmıştı:
"Bu sene Hac'da idim. Bayramdan bir gün önce Arafat'taki vakfe duasından sonra yorgunluğun ve sıcağın tesiriyle uyuyakalmışım. Rüyamda Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed (s.a.v) 'i gördüm. Bana sizin adınızı ve adresinizi verdi. Sonra, "Git ona benden selam söyle!" dedi. Bu selâmın bir mânâsı olmalı. Söyle Allah aşkına, sen o günlerde Allah'ın rızasını kazanacak ne gibi bir hayır işledin?",

Yorgo, Hacı Ahmet Efendi'nin bu anlattıklarını gözyaşlarıyla dinledikten sonra, oğlunun kekemeliğinin geçmesinin esas sırrını da kavramış ve dertlerimizin dermanı, gönüllerimizin baş tâcı Nebiler Serveri Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v)'nın Peygamberliğini de içinden gele gele tasdik etmişti.

Hadîs-i Şerif: "İkindi namazını kaçıran kimse, çoluk çocuğunu ve bütün servetini kaybeden kimse gibidir."

Hadîs-i Şerif: "Bir kimseye annesi şefkat göstererek yatsı namazını cemaatle kılmasına engel olmaya kalkışırsa, o kimse annesine itaat etmesin." 

ERKAM TAKVİMİ ARKASI

        

    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder