3 Eylül 2010 Cuma

ALLAH'A YAKLAŞMAK

Vâkı'a Sûresi'nde kıyamet günü diriltilecek olan insanları üç sınıf olarak ayırıyor Cenab-ı Hak : Biri Ashâb-ı Meymene (Ashaâb-ı Yemîn), biri Ashâb-ı Meş'eme (Ashâb-ı Şimal), diğer sınıf ise Mukarrebler.

Ashâb-ı yemîn tasvir ediliyor, cennetteki güzel hallerinden bahsediliyor, ashâb-ı şimal tasvir ediliyor, cehennemdeki korkunç hallerinden bahsediliyor. Mukarrebler ise Allah'a yakınlık kazanmış olanlar, dünyada iken hayırda yarışmış olanlar, yalnızca zekatlarını vermekle kalmamış, imkânlarını maddî-manevî zorlayarak ihtiyaç sahiplerinin peşinde olanlar, daima Allah'ın rızasını gözlemiş olanlar. O halde bu sınıfta yer alabilmeyi istememiz lazım. Orası için çabalamamız lazım.

 "Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar birre nâil olamazsınız ve her ne şey infak ederseniz şüphe yok ki, Allah Teâlâ hakkıyla bilir." (Âl-i İmran,92. Ömer Nasuhi Bilmen Meali) buyuruyor Rabbimiz. Demek ki birre vasıl olabilmek için, iyiliğe ihsana nail olabilmek için,Allah'a yaklaşabilmek için sevdiklerimizden vermemiz şart! Kendimiz için iyi gördüğümüz,hoşumuza giden şeylerden Allah için başkalarına vermek,onları kendimize tercih edebilmek,fedakarlık yapabilmek.

Savaşta şehit olmak üzere can çekişirken,bir damla suya muhtaçken kendilerine getirilen suyu her biri bir diğerine ikram ettiği için üçü de suyu içemeden şehit olan üç asker, bu doyumsuz tadı yaşadı son anlarında. Bu tadın ismine "îsar" deniyor. İşte bu doyumsuz tada ulaştığımızda, vermek bizim için tam bir zevk haline gelecek ve aklımız fikrimiz hep infak duygusu,infak coşkusu üzerinde olacak inşallah!Rabbim hepimize bol bol vermeyi,gönülden gelerek,sevgi dolu ve devamlı vermeyi nasib eylesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder