11 Nisan 2012 Çarşamba

CÖMERTLİK

Âyet-i Kerîme: "... Kim bir cana kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur..." (Mâide,32)

Hadis-i Şerif: "Ey âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım." (Tirmizî, Daavât 98)


CÖMERTLİK  (ERKAM TAKVİMİ ARKASI)

         



          


Ebû Said-i Hargüşî rivayet eder ki, Mısır'da bir kimse vardı, fakirlere sadaka topluyordu. Bir fakirin bir oğlu oldu. Onun lüzumlu işlerine harcayacak hiç bir şeyi yoktu. O sadaka toplayanın yanına gitti. "Bir oğlum dünyaya geldi, ona harcayacak bir şeyim yoktur." dedi. O da dolaştı, insanlardan istedi, eline bir şey geçmedi. O fakiri alıp bir mezarın başına götürdü. O mezara hitâben dedi ki: "Ey mezar sahibi! Hak Teâlâ sana rahmet eylesin. Sen fakirlerin ihtiyacını görüp zahmetini çekerdin. Onlara ne lazımsa bulurdun. Bugün bu fakirin dünyaya gelen oğlu için çok çabaladım, hiç bir şey bulamadım." dedi. Sadaka toplayanın bir altını vardı ve yarısını o fakire verdi, "Bir kapı açılıncaya kadat sende borç kalsın." dedi. Bu sadaka toplayan kimseye muhtesip derlerdi. Fakir diyor ki, "Ben o altının yarısını alıp oğlumun lüzumlu işlerini gördüm."

Muhtesip o gece yatınca, o mezar sahibini rüyasında gördü. Mezar sahibi ona dedi ki, "Ey muhtesip! Bugün her ne söyledin ise işittim. Fakat cevap vermeye izin yoktu. Haydi evime git, oğullarıma de ki, ocağı kazsınlar, beş yüz altın vardır. Çıkarıp o fakire versinler." Muhtesip ertesi gün gitti, o mezar sahibinin oğullarına haber verdi. Ocağı kazdılar, beş yüz altın çıktı. Muhtesip dedi ki: "Bizim rüyamızın hükmü yoktur. Bu altınlar sizin evinizde bulundu, sizin malınızdır." Onlar da: "Babamız öldüğü halde cömertlik yapıyor. Biz yaşadığımız halde cimrilik mi edelim!" deiler ve hepsini o fakire verdiler. Fakir de bir altın alıp bozdurdu, yarısını borcuna verdi, yarısını da kendi aldı ve, "O beş yüz altının kalanını fakirlere verin, benim fazlaca ihtiyacım yoktur." dedi.

Ebû Said der ki: "Bilmiyorum bunların hangisi cömerttir. O mezar sahibi mi, onun oğulları mı, yahut o fakir mi?" Yine Ebû Said der ki: "Mısır'a gittiğim zaman o mezar sahibinin adını sordum, oğullarını aradım. Oğullarının çocuklarını buldum. Onları da sâlihlerin sîmâsında görünce, bu âyet-i kerîme aklıma geldi: 'Babaları sâlih bir insan idi.'(Kehf,82) "

Cömertlerin bereketlerinin ölümden sonra da böyle tesirlerinin olmasına şaşılmaz. Zira, İbrahim Halil'in adeti misafirperverlikti. Onun yerinde bu zamana kadar ziyafet kesilmemiştir!  (İmam Gazâlî, Kimyâyı Saâdet)  

Erkam Takvimi Arkası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder