20 Ağustos 2011 Cumartesi

İNFAKTAKİ BEREKET (ERKAM TAKVİMİ ARKASI)

Bir gün sâilin biri, Hz. Ali (r.a)'nin önünde durup bir şeyler istedi. Hz. Ali (r.a), oğlu Hasan veya Hüseyin'e:

"-Annene git, kendisine bıraktığım altı dirhemden birini al getir." dedi.

Oğlu gitti, sonra geri döndü ve:

"-Annem o altı dirhemi un almak için ayırdığını söyledi." dedi. Hz. Ali (r.a):

"-Bir kul, Allah'ın katındakine kendi elinden daha fazla güvenmedikçe îmânı kâmil olmaz! Git ona söyle, altı dirhemin tamamını göndersin." dedi.

Hz. Hasan (r.a) veya Hz. Hüseyin (r.a) gidip altı dirhemi getirdi ve babasına teslim etti. O da bunları sâile verdi. Hz. Ali, daha evden içeri adımını atmamıştı ki devesini satmak isteyen bir adam yanına geldi. Hz. Ali (r.a):

"-Deveni kaça satıyorsun?" diye sordu.

"-Yüz kırk dirheme."

"-Parasını bir müddet sonra vermek üzere onu kapıya bağla."

Adam deveyi bağlayıp gitti. Derken başka bir zât çıkageldi ve:

"-Bu deve kimin?" diye sordu. Hz. Ali (r.a):

"-Benim." dedi.

"-Onu satıyor musun?"

"-Evet."

"-Kaça?"

"-İki yüz dirheme."

"-Peki, aldım gitti."

Adam iki yüz dirhemi verdi, deveyi aldı. Hz. Ali (r.a), deveyi satın aldığı zâta yüz kırk dirhemi verdi, arta kalan altmuş dirhemi de Hz. Fâtıma'ya getirip teslim etti. Fâtıma (r.a):

"-Bu nedir?" diye sordu.

"-Bu, Allah Teâlâ'nın: 'Her kim bir hasene ile gelirse, ona o yaptığı iyiliğin on katı vardır."(En'âm,160) buyurarak Peygamberi vasıtasıyla bize vaad ettiği mükâfâttır." dedi. (Ali el-Müttakî,VI,572-573/16976)

Hadis-i şerif: "Ben sizden önce varıp Cennet'te Kevser Havuzu'nun başında bekleyeceğim."

ERKAM TAKVİMİ ARKASI

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder