6 Ocak 2010 Çarşamba

Namaz Hareketlerinin Anlamı

Namaz Hareketlerinin Anlamı



 Namazın her bir rüknünün, her bir kısmının ayrı ayrı hikmetleri bulunuyor.

Allah’ın isimlerinden biri de Hakim’dir. Yani yaptığı işte mutlaka pek çok hikmet, maslahat ve hedefleri gözetip yaratmasıdır. Elbette emrinde ve yasağında da binlerce hikmetleri olacağı muhakkaktır. En önemli ibadet olan namazın da her hareketinde pek çok mana bulunmaktadır.
Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Namaz dinin direğidir. Kabe’nin de kainatın direği olduğu düşünülürse namazımızda Kabe’ye yönelmenin hikmeti anlaşılmış olur.
  • Ellerimizi kaldırıp tekbir almak, iki elimle iki dünyamı da arkaya atarak sırf Allah için namaza duruyorum manasına;

  • Ayakta durmakla ağaçların, dağların ve sürekli ayakta durarak ibadet eden meleklerin ibadetlerini temsil ediyoruz.

  • Rükuda deve, keçi, koyun gibi hayvanların ve sürekli rükuda duran meleklerin ibadetlerini temsil ediyoruz.

  • Secde de sürüngenlerin, otların ve sürekli secde de duran meleklerin ibadetlerini temsil ediyoruz.

  • Otururken bütün mevcudatın ibadetlerini kendi hesabımıza Allah’a takdim ediyoruz. Sonunda da sağa ve sola selam vermekle bütün kainata selam vermiş oluyoruz.

Ayrıca namaz kılarken bütün vücudumuza ve her bir uzvumuza da ibadet ettirmiş oluyoruz.

Kıyam da bir anlam ifade ediyor, kıraat da. Kıyamdan sonra rükuya gitmenin de bir hikmeti var, rükudan sonra secdeye kapanıp ona en yakın hâle kavuşmanın da...

Kâinat çapında icra edilen külli bir ibadetin temsilcisi makamındaki insan kendi vücudunda her an cereyan eden ibadetlerle birlikte canlı ve "cansız" sandığımız âlemin ibadetlerini de günde beş kez Rabb-i Rahîmi'ne arz etmek durumunda:


1.KIYAM


Önce ayakta dikilip durur (kıyam) ve ellerimizi yukarı doğru kaldırıp,

Allahu ekber (Ancak Allah yüce ve uludur)

deriz. Böylece insan, O (C.C) müstesna her şeyi bir tarafa atıp bırakmakta ve Onun emir ve iradesine tabi duruma geçmektedir. Kulluk ve kölelik bu şekilde tescil edilir. Böylece ayakta duran tüm varlıkların ibadeti de temsil edilir.


2. RÜKU


İnsan, Allah’ın şanına yakışan övgüler serdettikten sonra bu yücelik karşısında kendini o derece aciz ve zayıf hisseder ki, bunu ifade için öne eğilir (rüku), saygı işareti olarak başını alçaltır ve,

Sübhane Rabbiyel-Azim(Büyüklük ve azamet sadece Ona ait olan Rabbimi bütün noksanlardan tenzih edip yüceltirim.)

der. Mü'min bu haliyle, rükû halindeki tüm canlıların ibadetini de temsil etmektedir.


3. DUA


Sonra yine doğrularak kendisini bu doğru yola ilettiği için Allah’a sükür ve hamdini arz eder. Bir an için Allah’ın yücelik ve büyüklüğü ve kendi hareketinin basitlik ve küçüklüğü karsısında ayakta tefekküre dalıp bundan o derece yılgın ve sarsılmış bir hale gelir.


4. SECDE


Secdeye kapanır ve alnını, tevazu ve acizliğini tam manasıyla hissederek yere değdirir ve söyle söyler:
Sübhane Rabbiyel-Ala (Büyüklük ve Yücelik sadece Ona ait olan Rabbimi bütün noksanlardan tenzih edip yüceltirim).


5. TAHIYYAT VE SELAM


Bu hareketleri bir dizi tekrar etmesinden sonra kişi kendini, arada hiçbir vasıta veya aracı bulunmaksızın doğrudan doğruya şahsen Allah’ın huzurunda bulur ve ondan istimdad edip yardim talep eder.


İki varlık karşılaştıklarında daima bu ikisi arasında bir selamlaşma gerçekleştirilir. İşte namazın bir kısmında (teşehhüd kısmi) namazını eda etmekte olan Müslüman, Mirac esnasında Muhammed (s.a.s) ile Allah arasında teati edilen selamlaşma formüllerini aynen tekrar eder:


"Et-Tahiyyatü lillahi, ves-salavatü vettayyibatü. es-Selamu aleyke eyyuhen-Nebiyyü, ve rahmetullahi ve berakatüh. Es-Selamü aleyna ve alâ ibadillahissalihin


(En mukaddes ve en zahidane hürmet ve tazimler Allah’a aittir. Ey Nebi sana selam, Allah’ın rahmet ve bereketi de senin üzerine olsun. (Allah’ın) selamı bizim üzerimize ve Allah karşısında iyi ve mükemmel hareket eden salih kulların üzerine olsun!)"



Namazda beden hareketleri:



Namazda 4 hareket vardır. Birincisi kıyamdır. Yani ayakta durmak. İkincisi rükudur. Üçüncüsü birinci secde, dördüncüsü ikinci secdedir. (Fususulhikem, cilt 2, sayfa 476-477)
  • Namazda kıyam, baş tarafı Hakk, ayak tarafı halk hüviyeti taşır. Kıyamda bu ikisini cem eden insan, bu durumu içinde, farz olan kıraati eda eder. Hem kıyam, hem de kıraatle iki farzı birden eda eder.
 
  • Rükua gelince; rüku hayvanın yürürken olan duruşunu namazda yaşamaktır. Hayvanlar bu haliyle, ayakları merkezi arza bakarken, vücut istikameti ufki olur. Yani yerin çekim kuvvetine paralel durur. Hayvanın bu yaratılış şekli, başı itibariyle ne fezaya, ne de yerin çekim kuvvetine bakar. İkisi ortası bir durumdadır. Acaba biz insan olduğumuz halde neden namazda bunu yaşarız? Hayvandan bize ne, diye bir soru aklımızda takıldığı olur. Bunun cevabı şöyle: 18 bin hayvanın özeti olan insan bedeni, ruhu hayvani ile dünya hayatını yaşayan tarafı vardır. Arzular bakımından nefis ismi taşıyan bu ruh, tezkiye görmedikçe ruhu insaniye terakki edemez..Az yiyecek, az uyuyacak, az cinsi ilişkide bulunacak ki dünyaya bağlı hayvaniyattan uzaklaşsın. O zaman tezkiye durumuna girer. Amme bir ibadet olan namaz, bünyesindeki hayvaniyatı yaşamak zorundadır.

  • Secdenin hikmeti; secde demek; başın ayak seviyesine inmesi demektir. İnsan bu haliyle bitkideki ahvali yaşar.

  • İkinci secde cemadidir. Zatından hareketi yoktur. Yani kendi bünyesinde, kendi içinden hareketi yoktur. Dış tesirle hareket eder. Taş, toprak içindeki madenler buna dahildir. Maden izabe görmediği sürece cemadat içinde dağınık bulunduğundan, onu muhafaza edenin adresini taşır. Her madenin elementinin zerre itibariyle ruhu vardır.

İkinci secdenin birinci secde gibi olması, bitki ile cemadatın bir arada bulunmaları, hayvanlar gibi gezer halleri olmamaları içindir. Bu feza boşluğunda görülen her küre, yıldız ve emsali hepsi cemadattır. Eşya bakımından ne kadar büyük yekun oluşturuyorsa, secde de o kadar büyük yekun tutar.
Özetlediğimizde; namaz insanı, hayvanı ve tüm mahlukatı içine alan bir ibadettir. Ancak şeklen değil, kalben, manen gerçeğine vakıf olmakla yürütülürse, anlaşılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder